20 Ağustos 2007 Pazartesi

haftasonu neler yapmışım:)

Merhaba hepinize:)
Kaç gün olmuş yeni bişeyler eklemeyeli
Lethem dün akşam yazdığı yorumda sen şimdi İstanbulun altını üstüne getiriyorsundur dimi diye yazmış banaJ
Haksızda sayılmaz..
Cumartesi ne yaptım diye düşündüm önce.
Öğleden sonra Umut Çocukları Derneği Yönetim kurulu toplantımız için Tarlabaşında idim.
Güzel etkinlikler var..Derneğin blogunada bi tıklayın derim.
Toplantı sonrası bi galata yaptık.Gün batımını oradan izledik..biralarımızı yudumlar ve sohbet ederken.
Akşam sanıyorum yine 23 suları eve geldim.
Dün öğleden sonra bizimkiler yine Anadolukavağı yaptılar..Sanki komşukapısı nerdeyse herhaftasonu oradayız biz:J
Ben Avcılar tarafında bir arkadaşa gittim..8e doğru dolmuşla eve doğru gelirken mesaj gelmiş kuzenden.Organizasyon işleri yapıyorlarda Tophanedeyiz diyor biri işle ilgileniyor diperide dayıyla birlikte Tophanede..dolmuşla devam ettim yola..tramvaydan indiğimde 21.05 falandıJ
Özlemişim Tophane’yi..Nargile, tütün kokusunu..çayımı vede ardından elmaçayımı içtim.!0 gibi bizim kızın işi bitti..Birlikte çıktık yola.Kısa bi yemek molası verdik Merterde.Sonra ben İncirlide inip dolmuşla devam ettim yoluma.
Lethemin yorumunu okuyuncada güldümJ
Hakikaten yine altüst etmiştim İstanbuluJ Tanıyor beni bu kız..
Bigün gelirde benim pot.iş ortağım Bana destek olur altüst etme konusunda da diye düşündümJ

Bugün bir ileti bir anlatı düşmüş e-postama..bunuda sizinle paylaşmadan geçemedim..
yazıyı paylaşmıştım burada.Galatasaray Lisesinin arkasındaki harap hale gelmiş binaları adam edip, önce Fransız Sokağı denen şimdiki adıyla Cezayir Sokağının yaratıcısı Mehmet Taşdiken hakkında tatsız bir yazı vardı.
Bir okurum..çok güvendiğim, dostum tarafından gelen açıklama ile geçerliliğini yitirmiştir.Bu sebeple siliyorum o yazıyı.
gelen yorum şu:)
gezmen güzel de..kumum..keyiflenmen de ..ama şu ektaki yazı..daha sonra yalanlandı..son deece düzgün bir insan bu hakkında konuşulan..intermetin iyi ve kötü tarafları..denetleme şansımız yok maalesef..şahsen tanıdığım insanlar olmasa..benim okuyup vay vay deyip geçeceğim bir yazı..asılsız ..karalamadır..bi sööleyim dedim..yaniiiist turlarına cezayir sokağı da katılabilir..sakınca yok=)..........tamamm:)çok sevindim buna ben..yani bu kişinin aklanmasına:)


Hepimize güzel bereketli bir hafta diliyorum

10 Ağustos 2007 Cuma

Bloglarda Gezinti..

herşey özlenene uygun şiiri bulduğumda birde düşünen bi kız fotoğrafı olmalı diyerek gugıla sormamla başladı..
melankolik, depressif falan olmamalıydı ekleyeceğim fotoğraf..onu gördüğümde işte bu dedim.
bulunduğu sayfaya gittim..nilüferinşekerleri adlı bir blog..öyle güzel paylaşmışki nilüfer yaşadıklarını öyle güzel fotolar eklemişki bloguna.Kurcukladım tabiiki..ve bu foto kızı Seline aitmiş..yazdım alıyor ve ekliyorum diye.Blogta gezerken bir tavsiye..bir tık..ölü goriller..Ugandada buldum kendimi..pigmelerle dans falan..ilginç geldi.. gecenin bu saatinde pigmelerle dans eden güzel gözlerin sahibini okudum..okudukça ulan bizimkide yaşamakmı dedim..bide radikal kararlar verdim dersin dedim kendi kendime. O kadar zayıf kaldıki benim bu kararlarım onun kararlarının yanında.
Sizlerle paylaşmam gerekti
kısa bi alıntı..devamını görün derim sonra..ilginizi çekerse eğer.
Uganda...Orası nesli tükenmek üzere olan 530 gorilin yuvasından ibaret bir yer değil... ‘Param yok’ dediğim için sınırdan vize parası vermeden geçtiğim, ilk kez AIDS’li bir kadına sarıldığım, kavanozda çilek reçeli sanıp yediğim şeyin, aslında içine karınca girmiş koyu renkli bir bal olduğunu öğrendiğim, doğal parkın ortasında etrafta ne hayvanlar olduğunu anlayamadan yolda kaldığım, yağmur ormanlarında 6 erkek ve ben 30 kilometre yürüdüğüm, 7 ay yağmur yağmasına ve her tarafın yemyeşil olmasına rağmen parasızlıktan bir barajın bile yapılmadığı ve bu yüzden elektrik ve suyun olmadığı, beni kendilerinden biriymiş gibi misafir eden bir ailenin yanında kaldığım, o sefalete rağmen hediyelere boğulduğum, saçımı ellemelerine izin verdiğimde gözleri yuvalarından fırlayan insanlarla tanıştığım, binlerce yarasası ve pitonu olan mağaralarında dolaştığım,.... DEVAMI İÇİN TIKLAYIN:)

Birde..kimmiş Meltem Yaşar derseniz..sorun gugıla:)

7 Ağustos 2007 Salı

BU SİZDE BİR ÇAĞRIŞIM YAPTIMI?

Stalin çalışma odasına yakin dostlarını toplamış sohbet ediyordu.,Votka şişelerinin biri gidip, diğeri geliyordu. Kafalar iyice dumanlanmıştı.Stalin kan çanağına dönmüş gözlerini etrafında dalkavukluk yarışına girmiş adamlarına çevirerek sordu: - Saçını ihtilalde, halk içinde, devlet yönetiminde, bürokraside ağartmış dostlarım... Söyleyin bakalım halkın yönetime bas eğmesi, kayıtsız şartsız itaat etmesi için yöneticiler ne yapmalı, nasıl davranmalıdır? Her dumanlı kafadan bir ses çıktı..Kimisi adaletten, haktan söz etti..Kimisi demokrasiden....Kimisi sürgünden, sehpadan, hapisten...Kitlesel cinayetlerin deha çapındaki katili Stalin, beğenmedi adamlarının izahatlarını... Bir kadeh daha votka çekerek söyle dedi:- Yönetimi eline geçiren hükümdarın Tanrıdan pek farkı yoktur! Halkın karşınızda baş eğip durması için ne yapmanız gerektiğini durun da su beyinsiz kafalarınıza çivi gibi çakayım... Hemen hizmetçileri çağırıp emretti.- Çabuk bana bir tavuk getirin...Aceleyle bir tavuk kapıp getirdi adamları...Stalin, kafaları iyice dumanlanmış adamlarının gözleri önünde başladı canlı canlı tüylerini yolmaya tavuğun,... Bütün tüyleri yolunup cascavlak kalan tavuğu odanın ortasına salıverdi, lider... — Şimdi izleyin bakalım nereye gidecek bu şaşkın tavuk...Zavallı tavuk bu azaptan kaçıp kurtulayım diye aralık kapıdan dışarı canini atayım diyor, soğuktan tir tir titriyor... Masaların altına giriyor, köseli masa ayakları canini yakıyor... Duvar diplerine koşuyor teleksiz, tüysüz kanatları yara bere içinde kalıyor... Şömineye yaklaşıyor tüysüz derisi kavruluyor... Çaresiz, tüylerini yolan Stalin'in bacakları arasına saklanıp, sığınıyor...O zaman Stalin, cebinden bir avuç yem çıkarıp önüne tane tane atıveriyor yolunmuş tavuğun...Yemlenen tavuk, Stalin nereye yönelse peşinden koşuveriyor.. Ağızları bir karış açık kalan dostlarına bakıp, pos bıyıklarının altından gülerek söyle diyor Stalin:- Gördünüz mü, Halk dediğiniz topluluk bu tavuk gibidir. Tüylerini yolup al ve serbest bırak... O zaman yönetmek kolay olur... Stalin'in sofra dostları hayretler içinde kalıp ' Vay anasını birader...Adamdaki akıla bak...' diye başlarını salladılar......

dün ne oldu??

bir sıkıntı kaç gündür içimde, yine bir yerlere sığamaz oldum.Kimselerle konuşmak istemiyor, kendi içimde savaşıyorum.Hayırdır dedim..hayırdır..dün bir arkadaş çok yoğunum dediğinde sana yardımcı lazım ne tesadüf bende işa rıyorum dedim..kıyamam sana dedi..kamyoncu dolu burada..bilirim o kazmaları dedim bende..
sonra..bir test vardı..ne zaman öleceksiniz diye..bende he korkarım böyle şeylerdn ama genede yaparım..merak ya..
çıkan sonuç 63 yaşında trafik kazasında ölecek:)biraz daha var yani..
dün..normalde 17de biten mesaim uzadı..teller mailler derken 18.20de çıktım.
Paralel şeritten sola geçmek üzre sinyal veriyorum.Arkadan gelen kamyon ka'le bile almıyır.Trafik yoğun..araçlararası mesafe az kamyon yavaşlar gibi luyor burnumu sokiim diyorum.Birden kamyon hızlanıyor tekrar.ben sağa kırıyorum direksiyonu dümdüz vaziyette ve kamyon ayna mayna götürüyor ben noluyoruz derken..kamyonla uno arasında ciddi bir samimiyet oldu..
adam indi..
ben diğer taraftan inebildim.
ben söyleniyorum görmüyomusun..yandan bu yola girecek insanlar biraz düşünseniz biraz etrafınıza baksanız diyerek.adam bana demezmi sen benim arkamdaydın diye ben iyice koptum..ama soğukkanlıyım o durumlarda..konuşmak bağırıp çağırmakta fayda etmeyecek..durum ortada önceki anı ispatlayamayacağııma göre..adamda benim anca omuzlarımda ..salladım parmağımı düzgün konuş benimle tonunu ayarla diye..sustu adam:D
polis çağırdık..tabii ben onun şeridindeyim..suç bende..
neyse..büyük bir hasarda yok zaten ama..baya bi canım sıkıldı arkadaşlar..temkinli olmasam..yada çoğu gibi oradada süratli girmeye kalksam adam alacak altına..küçücük bi uno..içinde koca Gülten..
ya hastaneye, ya morga giderdik..
o zaman otopark ve morgun aynı yönü gösterdiği yerde şansım farklı olurdu.
Yırttım işte anlayacağınız..
geçmiş olsun bana:)

6 Ağustos 2007 Pazartesi

sorular

sizin eşyalarınız darmadağınık oldumu hiç?
salkım saçak bir ömür derim ya kendi yaşanmışlıklarıma..
hep bir yerlerde toparlanma çabası gösterdiğiniz halde yinede dağıldınızmı siz hiç?
koşullar hep dağınıklığı getirdiyse buna alışmakmı gerek?

5 Ağustos 2007 Pazar

sorunlar..

birtek bendemi var yoksa herkestemi?anlamadım..bir başka bilgisayardayım bundan kaynaklanan bir sorun olabilirmi?onuda bilmiyorum.

yorum bırakan arkadaşlarıma, isimsiz konuklara teşekkür etmek istiyorum ..ama yorum yayınlanmıyor..

acaba diğerleri bizim buraya göçmemizimi engellemek istiyor gibi bir düşünceyede kapılmadım desem yalan:P

neyse ..yanıtları buradan vereyim dedim sonunda.

hepinize güzel bir pazar diliyorum.



önce sercene..defalarca yanıtlamaya çalıştım ama ayağımız uğurlu geldi heralde burada da sorunlar var..püfür püfür geldi selamın..çok teşekkürler mudanya rüzgarım:)*****isimsize..dükkan açık..alıcı olmak çok önemli olmasa da dilerim incelemeleriniz olumlu sonuç verirde kalırsınız:)gerçi bu daha çok yeni..pek sonuç vereceğinide düşünmüyorum.saygılar

3 Ağustos 2007 Cuma

yemen

Bugün itiraf.comda gördüğüm yemenle ilgili yazı..aktarmak istedim.
*********
Yemen. Son Osmanlı olarak bilinen, adına türküler yakılan Yemen bugüne kadar gördüğüm ülkeler arasında kendine ait ruhunu şiddetle koruyan ve bunu sonuna kadar insanlara hissettiren ülkelerin başında geliyor. Baş döndürecek kadar mistik bir ülke. Dar sokaklardaki 6-7 katlı kerpiç binalar üzerlerindeki işleme süsleriyle değme mimari binalara taş çıkartacak kadar göz alıcı. İnsanları inanılmaz sıcak kanlı. Diğer Arap ülkelerinde olmayan bir zihniyete sahipler. Müslüman olsun veya olmasın kadınlar tek başlarına şortla sokak aralarında dolaşırken kimse rahatsız etmiyor. Sinirleri adeta alınmış olan Yemenliler, yanlarında cenbiye denilen kamalardan taşımalarına rağmen bu kamaları sadece statülerini göstermek için kullanıyorlar. Bırakın kavgayı tartışmıyorlar bile. Dilenci sayısı bütün dünya ülkelerinden daha az. Hatta bazı sokakta yaşayanlar verdiğiniz parayı bile kabul etmeyecek kadar onurlu. Herkesi elindeki torbadan aldığı bitki yapraklarını çiğnerken görürseniz şaşırmayın. Bu bir çeşit narkotik olan gat. Sabah toplanan gat öğleden sonra insanlara ulaşıyor. Bir torba gatın fiyatı 3-4 dolar. Fakir bir ülke olan Yemen´de aylık maaş ortlama 30 dolar. Genelkurmay başkanının maaşı ise 400 dolarmış. İnanılmaz ucuz. Alışverişlerde pazarlık yaparsanız istediğiniz şeyi üçte biri fiyatına alabilirsiniz. Özellikle hediyelik eşyaları çok güzel ve çok ucuz. Timsah derisinden veya yılan derisinden yapılan büyük boy çantalar 4-5 dolar, kaşmir şallar ise 2 dolar. Bunca ucuzluğa rağmen meşhur Yemen balı kilosu 200 dolarlık fiyatıyla el yakıyor. Kilosu yaklaşık 2 dolar olan meşhur Yemen kahvesinin tadı inanılmaz derecede kötü. Son olarak değme sanatçıların bile ´Burası Muş´tur yolu yokuştur´ olarak söylediği Yemen Türküsü´nün gerçeği ´Burası Huş´tur yolu yokuştur´. Türkülere konu olan Huş, başkent Sana´a yakınlarında, on binlerce Osmanlı askerinin şehit düştüğü bir vatan toprağı.

2 Ağustos 2007 Perşembe

1 Ağustos 2007 Çarşamba

susuzluk:(

bugün ilk su kesintimizi yaşıyoruz.
dün gece 2 itibariyle bu bölgede 32 saat boyunca su kesintisi uygulanacağı söylendi.
olan kaplarımızı doldurduk.
Söylene söylene..
Hepimizin bildiğini inkar edenlerin kulaklarını çınlata çınlata
su sorunumuz yok diyenleri ana ana
seçim sonrası su kesintileri başlayacak diyenleri yalanlayanların hatırlarını sora sora

evet bugün su yok..yarında olmayacak hesaba göre

su sıkıntısı sebebiyle okulların açılmasını 1 ay erteleyenler
garantimi aldılar acaba diyorum o zaman suyumuz bollaşacak diye

gök gürlüyor
bir boşal be mübarek
yağ..yağğ..yağğ

aksın sular seller
bizde ferahlayalım
yanan toprağa
kavrulan gündöndülere faydan olacakmı?

bundan sonrası için hiç olmazsa ferah olsun
toprak doysun suya

birileride doysa diyorum..
ama ancak toprak doyuracak onları.
*******
sarı sıcak var tvde
konuk Zara
yüksek perdeden söylerken iyide
peslerde Oğuzu anıyorum
tuvalette büyük işler görür gibi söylüyor derdi böyle söyleyenleri duyunca:)

benimde bir sağlık karnem var:)

1,5 yılı aşkın bir süredir burada sigortalı olarak çalışıyorm.Doktor ziyaretlerini sevmememden bi gidersem neler çıkar bidaha oralardan çıkamam endişesiyle, birde buradaki sisteme yabancılığım sebebiyle erteledimde erteledim.
Ama işin diğer tarafı düzenli kontrollerimi ihmal etmeyen biri olarakta tedirgindim.
sonunda başardım..
bu sabah Bköy SSK ya gittim ve vizite kağıdı 1 fotoğraf ve 50 kuruş karşılığı sağlık karneme kavuştum.
bana düşen numara 443 tü
o ara sıra 350 lerde idi.
oo dedim baya bekliycez.
Şalter çoktu ama çoğu kapalıydı.(izin döneminden olsa gerek diye düşündüm)
oldukça süratli çalışılıyordu yalnız.
yaklaşık 1 saat sonra sıra bana geldi..
sağlık karneme kavuşmam 5 dakika sürdü bundan sonra.
Şimdi bakçaz bakalım
kontrollere başlamak gerek..daha fazla ihmal etmeden.