31 Temmuz 2009 Cuma

çok keyifli bir gecenin sabahından..

çok uzun zaman oldu yazmayalı
tamam hiçmi bişey olmadı
bissürü şeyi sıraladım bir nebze de olsa yoluna girdi bazı şeyler
çalışırken yapamadığım, zamanı uyduramadığım pekçok şeyi sıraladım bu geçen süreç içerisinde.
Sağlık kontrolümü yaptırdım.
Tansiyon için ilaç kullanmaya başladım
yeşil renkli üzerlerinde kalp olan haplar kullanıyorum:)
12/8 13/8 lerde seyrediyor hazret..
Galatada acaip sarhoş oldum mesela..koptum..çook uzun yıllardır olmadığım kadar sarhoştum..güvenilir ellerde olmanın rahtlığıyla olsa gerek bir saldım kendimi..
eve gelene kadar da taksi şoförünün kafasını şeettim valla..zavallım:)ama her mesleğin rizikolu tarafı var dimi:))
iş konusunda var bişeyler..yoluna koymaya çalışıyoruz

hepsinden zamn zaman haberdar edeceğim sizleri:)

ama ben asıl bu akşamdan sözetmek istiyorum

bu akşam güzel bir akşamdı
Ekol Lojistik bizim Dernek adına bir bir gece düzenledi..
Alem fmden Füsun'un sunuculuğunu yaptığı bu geceya destek veren pekçok isim vardı.
Bununla ilgili azrıntıları size Umut Çocukları Blogunda anlatıcam..
Yalnız Gökhan Türkmen'in orada olması güzel bir sürprzdi benim için
hani Büyük İnsan' ı söyleyen başarılı genç:)
sonra..haluk Levent..canlı performans..
onunla coştuk zaten

ve sonrasında ben Yusuf Hakan Elif ve Osman abi soluğu Taksimde..asmaaltında aldık..
gecenin 2sinden sonra cd çalrd sustu
ve canlı müzik:)
güzel bir sesti şarkıları yorumlayan(müşterilerden biri)
ve bende..sonradan tutamadım kendimi
ve istanbul'da
Cumhuriyetin Sokağı'nda
ben
Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbulun dedim..
ardından..
bende adettir
kızkardeşim için
Ah bu şarkıların gözü kör olsun dedim..
nasıl bir keyifti anlatamam
bunlar benim keyifli olduğum zamanlarda söylediğim şarkılar..
bir İspanyol meyhnesinde de söylendi zamanında
ispanyol müzisyen gitarını alıp benim masama oturdu..
ama en güzeli bu akşamdı arkadaşlar
en güzeli..
istanbul'da
o sokaklarda sesimin çıkmasıydı
ben çok mutlu oldum çookkk
gelen tepkilerde güzeldi;)

ve nasıl ki ..m a taze taze yazılması güzel dediysem
eve geldiğim bu saatte
saat sabahın 5ine geliyordu
bunu sizlerle paylaşmk istedim...

hepimie güzel bir cuma ve ardından güzel bir haftasonu diliyorum

14 Temmuz 2009 Salı

Burdayım :)

Konuşmayan tavus kuşu Camio
“(...) Tüm insanların alnının ortasına birer sayı yerleşen o lanetli andan itibaren, hiçbir günün sıradan olması beklenemezdi. Hiç kimse olup bitenlere bir anlam veremiyordu. Dünya tarihinde Sayılardan Önce (S. Ö.) ve Sayılardan Sonra (S. S.) olarak adlandırılan yeni bir milat söz konusuydu ve yeryüzüne ayak basmış en vurdumduymaz kişiler dahi bu duruma kayıtsız kalamıyordu.

İnsanlar bıkıp usanmadan birbirlerine, alınlarında sayılar belirmeden birkaç dakika evvel içlerine nasıl bir sıkıntı bastığını, önceki gün köpeklerin hiç durmadan nasıl da havladığını, kapılarında asılı duran koskoca nazar boncuklarının nasıl orta yerlerinden çatladığını, o gece denizin üzerinde uçan daireye benzer bir cismin ışıklar saçarak nasıl dönüp durduğunu veya ak sakallı nur yüzlü dedelerin rüyalarına girmek suretiyle onlara böyle bir felaketi önceden nasıl da haber vermiş olduğunu, defalarca anlatıyorlardı (...)”

Berrak Yurdakul’u daha önce tanımak ve yukarıda, kısaltılmış bir alıntı yaptığım Konuşmayan Tavus Kuşu Camio (Okuyan Us Yayınları, 2005) adlı fantastik romanını, dumanı üzerinde tüterken keşfetmiş olmak isterdim. Yazarın, benim bu sözlerimi okurken muzipçe gülümseyip, “Zamanı değilmiş...” diye mırıldandığını görür gibiyim.

Kimsenin söz etmemiş, çok satmamış olmasına hiç şaşırmadım. Türk okurunun hiç alışık olmadığı fantastik türde, alışık olmadığı alegorilerle, çok zekice, çok hızlı ve ardındaki muazzam kültür birikimini “gizleyemediği” bir roman yazmış Berrak Yurdakul. Üstelik bir ilk roman.

Konuşmayan Tavus Kuşu Camio, büyüklere bir masal bile değil, gerçek anlamda bilgin büyüklere bir masal niteliğinde: Öfkenin kötüleştirdiği iyiler, iyiliği iktidara varmak aracı olarak gören ve kullanan kötüler, hem mitolojik, hem mistik göndermelerle bir felsefe alegorisi olarak kurgulanmış.

Kendisi de bir mistik olan Berrak Yurdakul, bu ilk romanında günümüz insanlığının düşün yavanlığını hicvetmekle yetinmiyor. Yaşadıkları kültürde ruhani yerlerini bulamayan insanların kutsal inanç boşluklarını doldurmaya çalıştıkları sahte metafizik, sahte mistisizm, sahte bilgelikle de ince ince dalga geçiyor. Ama anlayana...
demişti mine g. kırıkkanat
****
bu yazıyı okuduğumdan buyana her fırsatta sordum bu kitabı
En son beşiktaş alkım'da buldum:)
birsolukta okuyor insan..
Tavsiye ederim

1 Temmuz 2009 Çarşamba

kısslarrr

tatildeyim:)
bitti
dönüyorum kısmetse yarın
ve sonra başlıyor gene yarış

Efemiz sarılık oldu..1 gece küvezde kaldı
aldığım haberlere göre durumu iyi

sevgiler
sıcak selamlar Egeden:)