Konuşmayan tavus kuşu Camio
“(...) Tüm insanların alnının ortasına birer sayı yerleşen o lanetli andan itibaren, hiçbir günün sıradan olması beklenemezdi. Hiç kimse olup bitenlere bir anlam veremiyordu. Dünya tarihinde Sayılardan Önce (S. Ö.) ve Sayılardan Sonra (S. S.) olarak adlandırılan yeni bir milat söz konusuydu ve yeryüzüne ayak basmış en vurdumduymaz kişiler dahi bu duruma kayıtsız kalamıyordu.
İnsanlar bıkıp usanmadan birbirlerine, alınlarında sayılar belirmeden birkaç dakika evvel içlerine nasıl bir sıkıntı bastığını, önceki gün köpeklerin hiç durmadan nasıl da havladığını, kapılarında asılı duran koskoca nazar boncuklarının nasıl orta yerlerinden çatladığını, o gece denizin üzerinde uçan daireye benzer bir cismin ışıklar saçarak nasıl dönüp durduğunu veya ak sakallı nur yüzlü dedelerin rüyalarına girmek suretiyle onlara böyle bir felaketi önceden nasıl da haber vermiş olduğunu, defalarca anlatıyorlardı (...)”
Berrak Yurdakul’u daha önce tanımak ve yukarıda, kısaltılmış bir alıntı yaptığım Konuşmayan Tavus Kuşu Camio (Okuyan Us Yayınları, 2005) adlı fantastik romanını, dumanı üzerinde tüterken keşfetmiş olmak isterdim. Yazarın, benim bu sözlerimi okurken muzipçe gülümseyip, “Zamanı değilmiş...” diye mırıldandığını görür gibiyim.
Kimsenin söz etmemiş, çok satmamış olmasına hiç şaşırmadım. Türk okurunun hiç alışık olmadığı fantastik türde, alışık olmadığı alegorilerle, çok zekice, çok hızlı ve ardındaki muazzam kültür birikimini “gizleyemediği” bir roman yazmış Berrak Yurdakul. Üstelik bir ilk roman.
Konuşmayan Tavus Kuşu Camio, büyüklere bir masal bile değil, gerçek anlamda bilgin büyüklere bir masal niteliğinde: Öfkenin kötüleştirdiği iyiler, iyiliği iktidara varmak aracı olarak gören ve kullanan kötüler, hem mitolojik, hem mistik göndermelerle bir felsefe alegorisi olarak kurgulanmış.
Kendisi de bir mistik olan Berrak Yurdakul, bu ilk romanında günümüz insanlığının düşün yavanlığını hicvetmekle yetinmiyor. Yaşadıkları kültürde ruhani yerlerini bulamayan insanların kutsal inanç boşluklarını doldurmaya çalıştıkları sahte metafizik, sahte mistisizm, sahte bilgelikle de ince ince dalga geçiyor. Ama anlayana...
demişti mine g. kırıkkanat
****
bu yazıyı okuduğumdan buyana her fırsatta sordum bu kitabı
En son beşiktaş alkım'da buldum:)
birsolukta okuyor insan..
Tavsiye ederim
11 yorum:
emin ol alınacaklar listesine ekledim kumum. kitap sayesinde senden bi ses duyduk ya, o bile yeter 8))
O yazıyı okumadıysam da satırlarının arasında gezinmişliğim, gözüme sokulmuşluğu var :))
ekle kız valla pek güzel:)
sesim varda güzelim galatalarda falan çok çıktı bu haftasonu:)))
sen nedemek istedin zıvanası kardişşş:))
Güzeeel alınmalı ve okunmalı bu kitap.
Sağol Kumum, sağol...
sende sağol hayatım:)
sevgiler
Türk edebiyatında hep göz ardı edilen bir alt koldur fantastik tür
Yabancı yazarları gayet rahat okurken,iş Türk yazarlara gelince nedense bir burun kıvırma oluyor
Kendi kültürümüzü bir türlü fantastik ya da bilim kurgu yazımıyla bağdaştıramıyoruz
Bu da yayınevlerini korkutan bir durum olduğundan, iyisiyle, kötüsüyle bu türü bir türlü geliştiremiyoruz
diye sabah sabah ahkam keseyim dedim :)
bi gülücük sadece..=)
atalet
baksana 2005te basılmış kitap ve hala 1.baskıda
nekadar ilgili olduğumuzun isbatı:)sağlam ahkam kesmişsin alper..yakışırrr
aldım hayatım sarışın gülücüğü:)
tmm kitaba sevindim de. ne yapıyorsun, nasılsın haber ver hayatım. o da lazım.:) meraktayım. öperim.:)
yorgunum ünsss
sıcaakkk
morali sağlam tutmaya çalışıyorumm
benim İzmirliler geldi:)
tansiyon maşallahh iyi gidiyor
kurs..31 ağustosta başlıyo
ama o arada birtane daha var onada gitçem kısmetse
işte böyle hayatım:)
:D
Yorum Gönder